ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ERZİNCAN TARİHİ

erzincan
türkiye erzincan
erzincan türkiye
erzincan resimler
erzincan fotoğraflar
erzincan manzaralar
erzincan görüntüler
erzincan haber
erzincan harita
erzincan video
erzincan spor
erzincan ulaşım
erzincan iklim
erzincan turizm
erzincan yurt
erzincan otel
erzincan pansiyon
erzincan konaklama
erzincan tarih
erzincan tarihi eserleri
erzincan tarihi mekanları
erzincan tarihi yerleri
erzincan konut
 erzincan emalk
erzincan daire
erzincan lojman
erzincan satılık
erzincan kiralık
erzincan arsa
erzincan toki
erzincan sağlık
erzincan hastahanesi
erzincan devlet hastahanesi
erzincan valilik
erzincan belediye
erzincan emniyet
erzincan nüfus
erzincan meb
erzincan eğitim
erzincan okul
erzincan kurs
erzincan lisesi
erzincan dağları
erzincan akarsuları
erzincan üzüm
erzincan ekonomi
erzincan sanayi
erzincan ticaret
erzincan tarım
erzincan kültür
erzincan sanat
erzincan doğa
erzincan gezi
erzincan tatil
erzincan
Erzincan, Fırat'ın kollarından Karasu, doğu batı doğrultusunda uzanan demiryolu ile Sivas-Erzurum ve Trabzon-Sivas karayollarının birleştiği noktadadır.
ERZİNCAN İLİ TARİH
Erzincan'ın İlkçağ tarihi hakkında esaslı bilgiye henüz sahip değiliz. Ne varki tarihçiler ikinci bin yıl da, bu yörede, hurrilerin yaşadığını, ikinci bin yılın ilk yarısı başlarında da Hayaslılarla Azzilerin hüküm sürdüğünü kaydetmektedir.
 Anadolu'da M.Ö. 1050- 1180 tarihleri arasında Hattuşaş'ı merkez yaparak büyük bir imparatorluk kuran Hititler yakın doğuyu egemenlikleri altına almışlardır. Şüphesiz ki Erzincan'da Hititlerin yönetimi altında idi. Anadolunun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda Hititlere ait çeşitli eserler ortaya çıkarılmıştır. Erzincan ve yöresinde Hititlere ait bir yerleşim merkezine rastlanmamışsa da, bu yörenin Hitit egemenliği altında kaldığından da hiç şüphe yoktur. Doğu Anadolu'da kurulan ilkçağ devletlerinden biri de Urartulardır. M.Ö.900 yıllarında kurulan bu devlet Vanı2 (Tuspa) başkent yapmış, sınırlarını Hazar Denizinden Malatya'ya, kuzeyde Erzurum-Erzincan'dan güneyde
 Halep-Musul'a kadar genişletmiştir. Erzincan yakınlarında Altıntepe'de Prof Dr. Tahsin ÖZGÜÇ tarafından yapılan kazıda (1953) Urartular'a ait bir çok eser çıkarılmış, bu yörenin Urartu egemenliği altında kaldığı kanıtlanmıştır. Çeşitli saldırılara maruz kalan Urartu şehirleri, teker teker tahrip edilirken Medler'in Anadolu'yu istilası sırasında M.Ö. 600 yıllarında tamamen ortadan kaldırılmıştır. Erzincan ve yöresi, Urartular'ı yenerek Anadolu'yu istilaya başlayan Med'lerin (M.Ö. 612) eline geçti. Med Krallığı'nın Kyaksar döneminde Lidyalılar'la yapılan savaşlar, muhtemelen Erzincan ve civarında cereyan etmiştir. Bu yöreler M.Ö.550 tarihlerinde Persler'in eline geçmiştir.
 Hititler'in Anadolu'yu istila ettikleri sırada, İran yaylasını da Persler ele geçirdiler. Persler'in yükselişi daha çok Ciroz (550-530), Kampis (530-520) dönemlerine raslar. Bu dönemde Erzincan ve çevresinde Persler'in eline geçer. Persler'den sonra Anadolu Makendonyalılar'ın eline geçmiştir. Roma ordusu M.Ö.70 tarihinde Doğu Anadolu'yu ele geçirmeye başlıyarak Elazığ yöresindeki Safen (Harput) Kralığı'nı yıktıktan sonra, Tigran Ordusunu da yenilgiye uğratmıştır. Bu sırada (M.Ö. 68) Pontuslular da Erzincan yörelerinde Roma üstünlüğüne son vermişlerdir. İran ile Bizans arasında sürekli savaşlara sahne olan Erzincan ve yöresi, en son Bizans imparatoru Heraklius tarafından 629 tarihinde yenilgiye uğratılan İran'dan geri alındı. Halife Hz. Osman (644-656) zamanında Habib bin Mesleme 35/655 senesinde Erzincan ve yöresini ele geçirerek, bu bölgeyi tamamen
 Müslümanların yönetimine kattı. Erzincan ve yöresi Abbasiler döneminde de çeşitli saldırılara maruz kaldı. Halife Mütevekkil Alallah (847-861) döneminde Malatya Valisi Ömer bin Abdullah, Arapgir, Eğin, Kemah, Erzincan ve Trabzon kentlerini Bizanslılar?dan geri aldı. (859) Böylece Erzincan tekrar Arapların hakimiyetine geçti. Türklerin Anadolu'ya akınlar yaptığını daha önce belirtmiştik. Fakat, Türklerin Anadolu'yu vatan edinmeleri genel kanaate göre Malazgirt (1071) zaferinden sonradır. Malazgirt zaferi kazanılınca Alparslan, Karasu ve Çatlı nehirleri vadilerinin fethine Mengücek Ahmet Gazi'yi görevlendirmiştir. Alparslan'ın komutanlarından olan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti altına aldı. Kemah'ı merkez yaptı. Ahmet Gazi'nin ölümü üzerine (1114) yerine oğlu İshak Bey geçti. Bu beyliği uzun
süre yöneten İshak Bey ölünce (1124) yerine Melih Mahmut geçti. İshak Beyin oğulları onu tanımayınca, Mengücek devleti parçalandı. Kemah Melih Mahmut'a Erzincan Davut Şah'a, Divriği'de Süleyman Şah'a düştü. Davut Şah'ın öldürülmesi üzerine (1151) Erzincan'a 13 yıl Süleyman Şah'a sahip olmuş; Davut Şah'ın oğlu Fahrettin Behram Şah (1165) yılında babasının tahtında oturunca, Mengücek Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah, Kılıçarslan'ın damadı olması da göz önünde bulundurulursa, Mengücek Selçuklu münasebeti daha iyi anlaşılır. Behram Şah zamanında, Erzincan çok ilerlemiş, ticaret ve sanayi gelişmiştir. Zelzeleler sebebi ile o dönem ait eserler maalesef günümüze ulaşmamıştır. Behram Şah 1225 tarihinde Erzincan'da ölmüş, aşağı Urla (Ula) köyünde defnedilmiştir. Behram Şah ölünce yerine oğlu Davut Şah geçti. 1228 tarihinde Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat Erzincan ve Kemah'ı işgal ederek Mengücek Beyliğine son verdi. Alaaddin Keykubat ile Celalettin Harzem Şah arasında Erzincan yakınlarında,
 Yassı-Çemen denilen yerde 1230 tarihinde savaş oldu ve Celalettin Harzem Şah yenildi. Alaattin Keykubat'ın ölümü (1237) üzerine, yerine oğlu II. Gıyasettin Keyhüsrev geçti. Onun zamanında devlet Moğolların istilasına uğradı. 1240 tarihinde Erzurum'u işgal eden Moğollar Erzincan'ı geçerek 1243 tarihinde Kösedağ savaşında Anadolu Selçuklu Devletini hezimete uğrattı. Böylece Erzincan ve yöresi İlhanlıların eline geçti. İlhanlılar yöreyi beylerle (Vali) yönettiler. Timur-Taş Bey Mısır'a kaçarken yerine Alaaddin Eretna'yi bıraktı. Timur-Taş'ın Mısır'a sığınmasından sonra valiliğe gelen Alaaddin Eretna ilhanlı hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han'ın ölümü (1335) üzerine İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayırlı Hükümdarı Büyük Şeyh Hasan Han'a bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etti. Bir ara Çoban Oğulları Hükümdarı Küçük Şeyh Hasan, Erzincan ve yöresi
 kendi beyliğine kattıysa da 1338'de Memluk Sultan Nasreddin Muhammed'in yardımı ile Erzincan ve yöresi Küçük Şeyh Hasan'dan kurtuldu. Erzincan bu beylik döneminde de el değişmiştir. Alaaddin Eratna 1352'de öldükten sonra yerine oğlu Gıyasettin Mehmet getirildi. Çıkan anlaşmazlıklar sonunda Erzincan bağımsız olarak, Burak Bey'e bırakıldı. Sırası ile Ahi Ayna Bey (öl. 1362), Pir Hüseyin (öl. 1379), Mutahhareten Bey yönetimi ele aldı. Mutahhareten döneminde, Kadı Burhanettin Erzincan'a ve yöresine birkaç kez saldırı düzenledi. Bu saldırılar Akkoyunlu Hükümdarı Kutlu Bey'in yardımı ile atlatıldı. Bu dönemde Erzincan üzerinde Akkoyunlular'ın etkisini görmekteyiz. Erzincan Emiri Mutahhareten'in Timur'a bağlanması Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt'ı kızdırmıştı. Beyazıt da Erzincan'ı muhasara etti.(1401) Fakat çok geçmeden Ankara Savaşı patlak verince, yöre tekrar Timur'un eline geçti.(1402) Yörede Fatih Sultan Mehmet dönemine
 kadar Osmanlılar etkili olamadılar. 1419'da 1. Mehmet zamanında Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf Erzincan'ı zapt etti Pir Ömer'i vali tayin etti. 1455'de de, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Erzincan'ı aldı. Kaleyi yeniden onardı. Yöre Fatih ile Uzun Hasan arasında çıkan Otlukbeli savaşına kadar (11 Ağustos 1473) Akkoyunların elinden kaldı. Bu savaştan sonra Osmanlıların denetimine geçti. 1502 tarihinde Safevi tahtına gecen Şah İsmail Erzincan'ı karargah yapmıştı. Anadolu'yu eline geçirmek isteyen Safeviler'e Yavuz Sultan Selim 23 Ağustos 1514'te Çaldıran Savaşıyla dur deyince, Erzincan tekrar Osmanlılar'ın yönetimine geçti. Kanuni Sultan Süleyman 1534'te Tebriz Seferi, 1540'da İran Seferi sırasında Erzincan'a uğramıştır. B
irinci dünya savaşından 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından şehir işgal edilmiş, bunu fırsat bilen ayrılıkçı Ermeniler'de silahlı birlikler oluşturarak faaliyete geçmişlerdir. 18 Aralık 1917 de Sovyet hükümeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de rus askerleri bölgeden çekilmiş ancak, ermeni çeteleribir çok kanlı olaya neden olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler 13 Şubat 1918 de Erzincan'ı 22 Şubat 1918 de Tercan'ı ermeni silahlı güçlerinden kurtarmışlardır. Kurtuluş savaşında ve hareketli geçen Cumhuriyetin ilk
yıllarında Erzincan halkı Büyük Atatürk'ün yanında olmuştur. Kentin adının Eriza veya Aziriz kelimelerinden geldiği, ilk önce Erziricin daha sonrada bugün ifade edildiği şekilde Erzincan'a dönüştüğü rivayet edilmektedir. 1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ili olan Erzincan, 1939'da şiddetli depreme maruz kalmış, şehir harabeye dönmüştür. Şehirde taş taş üstünde kalmamış, onbinlerce insan hayatını kaybetmiştir. Depremden sonra demiryolundan yukarı yeni bir şehir inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir.
ERZİNCAN İLİ TARİHİ MEKANLAR
 ERZİNCAN İLİ TARİHİ ESERLERİ
 ERZİNCAN İLİ TARİHİ VARLIKLARI
ERZİNCAN İLİ TARİHİ YERLERİ
ERZİNCAN İLİ CAMİ VE KÜLLİYELER
ERZİNCAN Cami, Türbe ve Külliyeler İlde yer alan Terzibaba Türbesi, Hıdır Abdal Sultan Türbesi ve Melik Gazi Türbesi görülmeye değer turistik çekim merkezleridir. Kemah ilçesindeki Gülabibey Cami günümüzde halen kullanılmaktadır. Mama Hatun Külliyesi: Tercan ilçesindedir. Saltukoğulları Hükümdarı II. İzzettin'in kızı olan Mama Hatun, Tercan'da Orta Çağ Türk mimarisinin en ilginç ve önemli eseri kervansaray, hamam, mescit ve kendi türbesinden oluşan büyük bir külliye inşa etmiştir.
ERZİNCAN İLİ KALELER
 Kaleler Kemah Kalesi: Anadolu'nun en eski ve tabii kalelerinden biri olan Kemah Kalesinin kuruluşu, Hitit-Urartu dönemine kadar uzanmaktadır. Sarp kayalar üzerinde kurulu olan Kalenin, iç içe iki yapısı olup, çevresi surlarla çevrilidir.
 ERZİNCAN İLİ MÜZE VE ÖREN YERLERİ
 Müzeler ve Örenyerleri Erzincan Müzesi Detaylı Bilgi Adres: Hükümet Cad. No:56 - Erzincan Tel: (446) 214 80 21 Örenyerleri Altıntepe: Şehir merkezine 15 km. uzaklıkta, Erzincan-Erzurum karayolunun 100 m. kuzeyinde yer almaktadır. Günümüze kadar ulaşabilmiş en sağlam Urartu şehirlerinden birisidir. 1959 yılında yapılan bilimsel kazı ve araştırmalarda iç içe iki kale duvarı ile korunan tapınak - saray kompleksi, mezarlar, konutlar ve çok sayıda arkeolojik eserler ortaya çıkarılmıştır. Höyükte bulunan ve MÖ. 8. yüzyıla ait eserler arasında, fildişi ve madeni eşyalar,
 miğfer ve kalkanlar, seramikler ve duvar resimleri bulunmaktadır. Çivi yazılı tunç eşyada, kral adları bulunmuştur. Urartu sanatının parlak dönemine ait yüksek düzeyli eserler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir. Altıntepe buluntularında tanrı, insan, hayvan figür ve motifleri önemli yer tutmaktadır. Altıntepe kalıntıları, tapınak-saray kompleksi, sütunlu kabul salonu, açık hava tapınağı, üç adet mezar ve depo binasından oluşmaktadır
 ERZİNCAN İLİ KİLİSELER
 Kiliseler Abrenk Kilisesi: Tercan ilçesinin Üçpınar Köyü yakınlarında bulunan kilisenin giriş kapısı üzerinde 1854 tarihi geçmektedir. Kilise ile birlikte bir şapel ve iki tane de dikili taş bulunmaktadır. Bu taşlar mimarisi ve bezemesiyle dikkat çekip XII. Yüzyıldan sonra Selçuklu Prensi Nasurettin dönemiyle tarihlenen kitabeler taşırlar.
ERZİNCAN İLİ MESİRE YERLERİ
 Mesire Yerleri Otlukbeli Gölü: Otlukbeli Gölü'nün en önemli özelliği çanağının ve oluşumunun göl türleri içerisinde günümüze kadar bilinenlerin içerisinde dünyada tek tip oluşudur. Göl, bu özelliğinden dolayı doğal anıt olarak nitelendirilmektedir. Otlukbeli Gölü Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile doğal sit alanı ilan edilerek, koruma altına alınmıştır. Girlevik Çağlayanı: Erzincan'ın 29 km güneydoğusunda Çağlayan Beldesi'nde bulunan
şelale, doğal serinliği ve güzelliği ile ünlü bîr mesire yendir. Suyun kışın donmasıyla oluşan sarkıtlarda tırmanıcılık, yazın soğuk sularında serinleme imkanı sunan Girlevik Çağlayanı, birçok yerli ve yabancı turisti bölgeye çekmektedir. Aygır Gölü: Keşiş Dağı üzerinde buluna Göl, tabiat güzelliğinin yanı sıra, krater gölü özelliğine de sahip olan piknik ve dinlenme yeridir.
 ERZİNCAN İLİ MAĞARALAR
 Mağaralar Buz Mağaraları: Kemah ilçesinin Ayranpınar köyündedir. Mağaranın içinde büyük buz kütleleri ve buzların oluşturduğu sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Ala Mağarası: Kemaliye ilçesinin kuzeydoğusunda bulunan mağaranın içinde dehliz ve kanallar bulunmaktadır. Köroğlu Mağarası: Refahiye ilçesinin Altköy mevkiinde bulunan mağaraya taş merdivenlerle çıkılmaktadır.
 ERZİNCAN İLİ KAPLICALAR
 Kaplıcalar Ekşisu: (Böğert Maden Suyu) İl merkezine 11 km. uzaklıktaki bölgede bulunan ve Ekşisu adı verilen böğert maden suyu, sağlık yönünden oldukça önem taşımaktadır. Maden suyu; anemi, karaciğer, mide, bağırsak ve safra yolları hastalıklarına iyi gelmektedir.Ekşisu yakınındaki kaplıca, 33 derecelik ısıya sahiptir. Su banyosu şeklinde kullanılan kaplıca suyu, romatizma, cilt, damar sertliği ve kalp rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Kaplıca 12 adet kapalı havuz ile halkın hizmetindedir.
ERZİNCAN İLİ CİRİT
 erzincan ili cirit Cirit Atlı Cirit Sporu günümüzde, Orta Asya ve Anadolu'da oynanmaktadır. Erzincan'da bilinen tarihi 19.yy. ortalarına dayanmaktadır. Erzincan'da faaliyet gösteren 2 adet Atlı İhtisas Spor Kulübü bulunmaktadır. Cirit Sporu; bir takım (alay) 7 kişi ve 7 at ile oynanır. 9 hakem yönetir, iki devreli ve 70 dakikadır. Yapılan her hamle ve hareketin (+) veya (-) değeri vardır. Bu sporu yapabilmek için kulüp üyesi, 16 yaşından büyük lisanslı sporcu olmak gerekir. Cirit Sporunun özünde mertlik, çeviklik, uyanıklık ve diğer spor dallarında olmayan bağışlama vardır. Erzincan Atlı ihtisas Spor Kulübü : Kulüp Başkanı : Muammer AYDIN Aktif Lisanslı Sporcu Sayısı : 55 At Sayısı : 16 (Tescilli) Cirit Sahası : İlimizde iki adet Tribünlü Cirit Sahası bulunmaktadır.
 Katıldığı Etkinlikler : Federasyon Faaliyetleri Türkiye Şampiyonası, Çeşitli Festivaller (Kemaliye-İstanbul-Tokat-Gebze-Kelkit-Bayburt-Bilecik-Söğüt-Sivas-Ankara-Kırıkkale-Samsun-Ladik-Trabzon-Harmantepe) 13 Şubat Atlı Spor İhtisas Kulübü Kulüp Başkanı : Yrd. Doç. Dr. E. Ahmet TERZİ0ĞLU Aktif Lisanslı Sporcu Sayışı : Erzincan Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü Kız-Erkek Sporcuları (Lisanssız) At Sayısı : 5 Cirit Sahası : İlimizde iki adet Cirit Sahası bulunmaktadır. Katıldığı Etkinlikler :
 ERZİNCAN İLİ EFSANELER
 Erzincan Efsaneleri Halk kültürü unsurları bakımından zengin bir bölge olan Erzincan ve yöresinde, insanları doğruluğa, iyilice, yardımlaşmaya, manevi değerlere saygıya davet eden çeşitli konularda yazılmış efsaneler bulunmaktadır. Ruhi Kara'nın, Erzincan efsaneleri ile ilgili yapmış olduğu çalışmasında; dini ve dini binalarla ilgili efsaneler, evler ve insanların yaşadığı yerlerle ilgili efsaneler, tabiat, kırlar ve Erzincanlı ünlüler ile ilgili efsaneler olmak üzere toplam 163 efsane incelenmiş ve derlenmiştir. Efsanelerden en bilinenler; Terzibaba, Mama Hatun, Sultan Melik, Kırkgöz, Kalecik, Kızıldağda Kırk Kızlar, Koca Karı Fırtınası vb.
ERZİNCAN İLİ BAKIRCILIK
 Bakırcılık Bakırcılığın tarihi Erzincan ilinde çok eskidir. Urartu medeniyetleri eserlerini Altıntepe kazılarından anlaşıldığına göre, Urartu döneminde Erzincan bakır işletmeciliği üretimleri Atina pazarlarında aranan mal olarak değer kazanmıştır. Bakır levha işlemesinin yanısıra Erzincan ve yöresinde çok çeşitli türde araç-gereç, mutfak eşyası yada hamam takımları yapımında kullanılmaktaydı. Erzincan'dan ülke dışına satılan bakır eşya büyük miktarlara ulaşmaktaydı. Paris, Viyana ve Philadephia uluslararası fuarlarında sergilenen Erzincan yöresi
bakır eşyaları büyük ün kazanmıştır. Günümüzde ise, küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından üretilen mamuller genellikle iç piyasada pazarlanmaktadır. Sektör talep azalması nedeniyle önemli ölçüde zarara uğramış, bir çok işyeri kapanmıştır. Bakırcılığın, Erzincan'da eski bir geçmişi vardır. Dövme bakırcılık çok yaygındı. Tepsiler, kazanlar, kaplar, ibrikler, leğenler yapılırdı. Alüminyum ve plastik eşyanın yaygınlaşmasıyla dövme bakırcılık önemini yitirmiş, yerini bakır el işlemeciliğine bırakmıştır. Günümüzde yapılan semaver, tepsi, biblo, tabak, kaşık, şekerlik, sigaralık, kupa, vazo gibi ürünler daha çok süs eşyası niteliğindedir. Bakırcı ustalarına gelen bakır levhalar türlü gereçlerin yardımıyla tepsi, tabak,
 vazo vb. biçime sokulur. Dövme, çekme, dökme yöntemleriyle biçimlendirilen bakır eşya yine türlü yöntemlerle işlenir. Bezemede çoğunlukla stilize lale, yaprak, narçiçeği, selvi motifleri; hayvan figürleri, geometrik biçimler kullanılır. Bakır süs eşyaları, nikel kaplanmakta veya boyanarak süslenmekte, el işçiliği ile işlenerek yurt içi ve yurt dışına pazarlanmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder